Ben şimdi nereden başlasam bilemiyorum.. Gözümden uzaksın ama gönlüme çok yakın.Bugün ne düşündüm biliyormusun Sevgilim..? Daha hiç çıkmaya başlamadan önce ki zamanlarımızı..Aynı şirkette olmamız ama birbirimizle hiç konuşmamamız daha doğrusu benim seni gördüğüm yerde kaçmam,seninle konuşmak istememem,senin ısrarların ve sonunda Aşık etmen :)
Hatırlıyorum 3o Nisan 2o11 ..Bir cumartesi günüydü .. O gün sanırım sistemin mi çalışmıyordu tam hatırlamıyorum ama bana yakın bir yerde oturmuştum.. Bana mail atmıştın "05.... senin numaran mı " diye bende "hayır benim numaram değil numaramı istemek için bu kadar bahane üretmene gerek yok istesen numaramı verirdim " demiştim ..Sonra da içimden " Hay Allahım çattık " diyordum..Numaramı vermiştim , sen bana mesajlar atıyordun ama ben kafama göre cevap veriyordum..Çünkü konuşmak gelmiyordu içimden seninle, hatta öyle ki "neden verdim numaramı ya" diyordum..Velhasıl kelam aynı şirkette olduğumuz için hatta öyle ki aynı bölümde olduğumuzdan senden kaçış yoktu.. Bana sürekli mesajlar atıyor,görüşmek istediğini söylüyordun bende sana " gençsin gez toz benden sana hayır gelmez " diyordum sense " arkadaş olalım Caddebostana gidip birşeyler içelim ,sahilde oturalım veya Çengelköyde birer çay içeriz " diyordun bense " benim çok arkadaşım var bu aralar yoğunum programım çok dolu 4 ay sonra görüşürüz" diyordum :) Sakın yanlış anlaşılmasın.Prensiplerim vardı benim. beni isteyen biriyle değil ben kendi istediğimle birlikte olmayı tercih ediyordum,benden küçük biriyle asla olmaz derdim,aynı şirketten asla biriyle birlikte olmam derdim..Ama büyük konuşmuşum..Ve Serhatada imkansız olan daha cazip geliyordu ya bu sefer o daha çok hırs yapıyordu.Yanlış anlaşılmasın dediğim konu sanki ona karşı birşeyler hissediyordum ama burnu sürtsün daha çok uğraşsın diye yaptığım düşünülsün istemem.Öyle birşey yoktu aklımda, sadece umut vermek istemiyordum.Bu yüzden her seferinde " İstemiyorum " diyordum bir sonra ki gün masamda çok sevdiğim DAMAK çikolata buluyordum.. Ben " İstemiyorum " dedikçe Serhat'ın masama not kağıdı bıraktığını görüyordum altınada imza olarak CEM ADRİAN yazıyordu. Cem Adrianı çok sevdiğim için Serhatıda biraz benzettiğim için beni derin noktamdan yakalıyordu..Sonra konuşmama kararı almıştık..Birgün dışarıda Yağmur yağıyordu baktım Serhattan bana mesaj var. " Cem adrian çalıyor Yağmur şarkısı. Cem Adrianın Yağmur diye bir şarkısı varmış " diye bende " evet hatta Hayatımın şarkısı diyebilirim " dedim . Yine konuşmaya başladık.Sonra birgün yine telefonda konuşuyorduk " sana umut veriyorsam konuşmayalım " dedim " evet umutlanıyorum " dedi yine konuşmadık. Yine bir bahaneden dolayı konuşmuyoruz sonra yine bir sebep oluyor ve biz yine konuşmaya başlıyoruz sürekli bu modda ilerliyorduk.. En sonunda 1 aylık bir süreçten sonra beni dışarı çıkarmaya ikna etti. Bu arada iş yerinde de molalarda yanyana geldiğimiz zaman malum şirketteki insanların ağzı torba değil ki büzesin..Hemen dedikodu yapmaya başlıyorlardı..Kulak asmamaya çalıştım sonuçta öyle birşey yoktu..
3o.o5.2o11 günü şirketten çıktım" Çengelköyde buluşuruz ama ben önce eve gidip hazırlanıyım "dedin benden 1 saat önce çıkmıştın ogün işyerinden.Ben 18.30 da işten çıktım.Bir de ne göreyim bizim iş yerinden iki sevgilide Çengelköye iniyor.Bana sorular soruyorlar bende kısa cevaplar veriyordum "Kimle buluşuyorsun , bizim şirketten mi , hangi takımdan " v.s. derken sonunda Serhatla görüşeceğim anlaşıldı :) Çengelköy Çınaraltının girişinde bekliyordum.Hatırlıyorum 3o Nisan 2o11 ..Bir cumartesi günüydü .. O gün sanırım sistemin mi çalışmıyordu tam hatırlamıyorum ama bana yakın bir yerde oturmuştum.. Bana mail atmıştın "05.... senin numaran mı " diye bende "hayır benim numaram değil numaramı istemek için bu kadar bahane üretmene gerek yok istesen numaramı verirdim " demiştim ..Sonra da içimden " Hay Allahım çattık " diyordum..Numaramı vermiştim , sen bana mesajlar atıyordun ama ben kafama göre cevap veriyordum..Çünkü konuşmak gelmiyordu içimden seninle, hatta öyle ki "neden verdim numaramı ya" diyordum..Velhasıl kelam aynı şirkette olduğumuz için hatta öyle ki aynı bölümde olduğumuzdan senden kaçış yoktu.. Bana sürekli mesajlar atıyor,görüşmek istediğini söylüyordun bende sana " gençsin gez toz benden sana hayır gelmez " diyordum sense " arkadaş olalım Caddebostana gidip birşeyler içelim ,sahilde oturalım veya Çengelköyde birer çay içeriz " diyordun bense " benim çok arkadaşım var bu aralar yoğunum programım çok dolu 4 ay sonra görüşürüz" diyordum :) Sakın yanlış anlaşılmasın.Prensiplerim vardı benim. beni isteyen biriyle değil ben kendi istediğimle birlikte olmayı tercih ediyordum,benden küçük biriyle asla olmaz derdim,aynı şirketten asla biriyle birlikte olmam derdim..Ama büyük konuşmuşum..Ve Serhatada imkansız olan daha cazip geliyordu ya bu sefer o daha çok hırs yapıyordu.Yanlış anlaşılmasın dediğim konu sanki ona karşı birşeyler hissediyordum ama burnu sürtsün daha çok uğraşsın diye yaptığım düşünülsün istemem.Öyle birşey yoktu aklımda, sadece umut vermek istemiyordum.Bu yüzden her seferinde " İstemiyorum " diyordum bir sonra ki gün masamda çok sevdiğim DAMAK çikolata buluyordum.. Ben " İstemiyorum " dedikçe Serhat'ın masama not kağıdı bıraktığını görüyordum altınada imza olarak CEM ADRİAN yazıyordu. Cem Adrianı çok sevdiğim için Serhatıda biraz benzettiğim için beni derin noktamdan yakalıyordu..Sonra konuşmama kararı almıştık..Birgün dışarıda Yağmur yağıyordu baktım Serhattan bana mesaj var. " Cem adrian çalıyor Yağmur şarkısı. Cem Adrianın Yağmur diye bir şarkısı varmış " diye bende " evet hatta Hayatımın şarkısı diyebilirim " dedim . Yine konuşmaya başladık.Sonra birgün yine telefonda konuşuyorduk " sana umut veriyorsam konuşmayalım " dedim " evet umutlanıyorum " dedi yine konuşmadık. Yine bir bahaneden dolayı konuşmuyoruz sonra yine bir sebep oluyor ve biz yine konuşmaya başlıyoruz sürekli bu modda ilerliyorduk.. En sonunda 1 aylık bir süreçten sonra beni dışarı çıkarmaya ikna etti. Bu arada iş yerinde de molalarda yanyana geldiğimiz zaman malum şirketteki insanların ağzı torba değil ki büzesin..Hemen dedikodu yapmaya başlıyorlardı..Kulak asmamaya çalıştım sonuçta öyle birşey yoktu..
Bir baktım vınn vınn vınnn sesiyle motor tepesinde Serhat geliyor.Bir an için aklımdan " eve dönüşte ben bu motora nasıl binicem daha önce motora binmiştim ama şimdi daha tanımadığım birinin motoruna binmek nasıl olur.offf offf " diyordum..Motorunu bir şekil park etti Çınaraltına gidip birer çay içtik bu sırada birbirimizi tanımaya çalışıyorduk öyle ki bir sevgili gibi değil bir arkadaş gibiydik.Oradan sıkılınca hemen arkasında Kahverengi cafeye gittik.
Bir zamanlar birbirimizin hiçbirşeyiydik ama şimdi HERŞEY'i olduk ..!
Yıl 2o11
Yıl 2o13
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder