DJ Serhat Serdaroğlu - Türkçe Set Vol 1 (Club Mix 2014 Non Stop) [FREE DOWNLOAD]

25 Temmuz 2013 Perşembe

“Çok yaşa”yın ve de “siz de görün”üz.



Eğer ;
O’nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz…

ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz…
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin…
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain…

Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor,
O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor,

mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,


Ve;
O, her durduğunuz yerde duruyor,

her baktığınız yerden size bakıyor,
siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa…

dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer,
en güzel kokusu bedenindeki ter,

en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse…

Hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse


elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar…

her şiirde anlatılan O’ysa… her filmin kahramanı O…
her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa


bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor

ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,

iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa…
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa…


eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor,

dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız

mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor,
vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor,

konuşan birini dinlerken “keşke O anlatsa” diye iç geçiriyorsanız…


kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü…

özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu…
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız…


O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse…

ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse…

gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine…
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa…

dışarıda yer yerinden oynuyor ve “içeri”de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız

ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız


kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa

ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim…
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa…

Her gidişte ayaklarınız “Geri dön” diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,
sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla…


 …o halde bugün sizin gününüz!..


“Çok yaşa”yın ve de “siz de görün”üz.

23 Temmuz 2013 Salı

Neee Son 14 mü ? ((=



Sabiha Gökçen havaalanından gece 23.55 sularında tam tamına iki hafta sonra Allahın izniyle uçağımız kalkmış olacaktır.


Deniz,kum,güneş nasıl bir özlem var anlatamam ..
1 yıl boyunca bu anı sabırsızlıkla bekledim durdum şimdi ise son 14 güncük kaldı :)
14 / Bolu :)

Bavullar yavaş yavaş toparlanmaya başlandı bile benim tarafımdan (=

Bekle bizi Antalya Çılgın Serhat'la Çılgın Yağmur geliyor (=


11 Temmuz 2013 Perşembe

Bugünüde saymazsak son 27 (=

Şaka maka nerden nereye geldi..
Aslında şu anda benim beklentim 19 temmuz sevdiceğimin doğumgünü (=
Zaten 19 temmuz geldikten sonra geriye bişey kalmıyor ..
Ben 1 haftaya kadar muhakkak bavul hazırlama işlemlerime başlarım..
Zaman çabuk geçsin de şu 7 ağustos gecesi gelsin Allahın izniyle..
Zaten tatildeyken anlamıyorsun ki bi bakmışssın bitmiş gitmiş..
Sonra bekle 1 yıl daha rüzgar,yağmur,kar kış geçsin anca bir daha tatile çık =(
Zaten bu sene yaz da geç geldi..

Şafak : 27 / Gaziantep

9 Temmuz 2013 Salı

Birinin Kadını Olmak İstiyor Canım

Başka hiç kimse tarafından dokunulmamak,konuşulmamak,bakılmamak hatta!
Biraz korunmak biraz şımarmak...
Birkaç çeşit yemek yapmak,
İstiklal Caddesi’nde sıkı sıkı elini tutmak,
Belki film izlemek ama mutlaka çekirdek çitlemek bi yerlerde,
Çay içmek,
Pazar sabahı kahvaltısı etmek,
zzun uzun sahilde yürüyüş yapmak gibi küçük ama zor heveslerim var!
Neden mi?
Herkesin eli tutulmaz..
Herkesle film seyredilmez..
Herkesle çekirdek çitlenmez..
Herkesin kadını olunmaz da o yüzden!
İçinden gelmeli...
Hücrelerine kadar hissetmeli, DNA’larına kadar bilmeli insan!
Düşünerek emin olunmaz, bir anda ya olunur ya olunmaz.
Bir de şu yakın geçmiş duvarları olmasa kafa da hiç karışmaz ya olsun!
Oysa bazen tek bir söze ya da bir bakışa yıkılır bütün duvarlar...
Kek yapmayı da öğrenmek lazım aslında bi ara..!
Sabahları uyandığımda “günaydın sevgilim” mesajları görmek istiyorum telefonumda.
Gün içinde özlediğim birisi olsun istiyorum.
Özlemek istiyorum birini. Çok özlersem dayanamayıp gidip sarılmak istiyorum.
Dayanamamak istiyorum!
Çalışırken düşünmek istiyorum sonra onu..!
Aklımda olduğu için gülümsemek istiyorum ara ara...
Gülümsediğim için daha çok çalışmak...
Birini sevmek istiyorum; hiç kimseyi sevmediğim gibi, biri sevsin istiyorum beni hiç sevilmediğim gibi...
Biri o kadar çok sevsin ki beni hatalarımı da sevsin istiyorum!
O kadar çok sevsin ki; hata yapmaktan ödüm kopsun!
Kıskansın istiyorum biri beni! Sorsun istiyorum “neredesin” diye “Hımm kim aradı bakayım” diye! Ben sormam ama korkmasın. O sorsun!
“Biliyor musun ne oldu?” ile başlayan heyecanlı cümlelerimin sonuna kadar tahammül etsin istiyorum biri bana. Mutlaka ipe sapa gelmez bir şey olmuştur ama dinlesin sonuna kadar. Ya bi yavru kedi macerası ya da işte ona benzer bir şeyler olmuştur.
Ben de her seferinde sanki bahçeyi kazmışımda hazine bulmuşum gibi heyecanla ve öneminin üzerine basa basa anlatırım ya dinlesin işte. “Ya evet çok mühim bir şeyler olmuş” falan desin bi de sonunda...
Şimdi ben istesem İstiklal Caddesi’nde birinin elini tutup gezemem mi?
İstesem benimle birlikte çekirdek çitleyip aynı anda film seyretmeyi de başarabilecek birini bulamam mı bi arasam?
Şimdi ben yalnız olmak istemesem yalnız olur ve bunları da yazıyor olur muydum?
Hiç sanmam!
Birinin elini tutmakla birinin elini sıkı sıkı tutmak arasında çok fark var!
Ya tutarsın ya da tutmazsın ya da tutmuş gibi yaparsın işte.
Ben yapmam!
Bunu zaten bilirsin.
Kimin elini tutacağını yani.
Deneyerek bulmazsın.
Sadece bilirsin.
Bilmek!
Açıklaması yok.
Ve ben elini sıkı sıkı tutmayacağımı bildiğim hiç kimseyle İstiklal Caddesi’ne gitmeyeceğim!
Heyecanla ve özene bezene olmadıktan sonra kimseye yemek yapmayacağım!
Repliklerin bir anlamı yoksa kimseyle film seyretmeyeceğim.
Zaten çekirdeği unutsun bile, asla olmaz!
Birinin kadını olmak istiyor canım; biraz korunmak biraz şımarmak...
Çekirdek mutlaka olsun!

Bana Seni Gerek Seni

Aşkın aldı benden beni ,
Bana seni gerek seni..
Ben yanarım dünü günü,
Bana seni gerek seni..

Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum,
Bana seni gerek seni..

Aşkın aşıklar öldürür,
Aşk denizine daldırır,
Tecelli ile doldurur,
Bana seni gerek seni..

Aşkın şarabından içem,
Mecnun olup dağa düşem,
Sensin dünü gün endişem,
Bana seni gerek seni..

Sufilere sohbet gerek,
Ahilere ahret gerek,
Mecnunlara Leyla gerek,
Bana seni gerek seni..

Eğer beni öldüreler,
Külüm göğe savuralar,
Toprağım anda çağıra,
Bana seni gerek seni...

Yunus’durur benim adım,
Gün geçtikçe artar odum,
İki cihanda maksudum,
Bana seni gerek seni..!

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Son 30 gün (=



Evet hemen hemen son 30 a girmiş bulunuyoruz heyecan dorukta..

Bu sene akrabalarımızın yanına tatile gideceğiz..

Önce Serhat'ımın kuzeninin yanına yanii Antalya'ya..


Sonrasında İskenderun / Arsuz'a..

Antalyaya daha önce hiç gitmedim aslında çokta böyle Antalya hevesiyle yanıp tutuşmadım :) Ben daha çok Egeciyim :)

Neyse Antalyaya daha önce gitmediğim için artık Antalyayı sevdiceğim bana gezdirecek , bende ona Arsuzu gezdireceğim.. Tabii ki Antalyadan sonra Arsuz çok sakin gelecek .. Çünkü küçük bir yer ama bana göre çok huzur bulduğum bir yer.. kafa dinlemek için birebir.. Lakin benim tatil anlayışım kesinlikle Denize girmektir :) Deniz olmazsa sanki dinlenemiyormuşum gibi hissediyorum..

Şimdi bu sene böyle olsun bakalım.. Seneye sevdiceğim Nisan ortası veya en geç Mayıs başında burda..
Seneye 3 haftalık iznim olacak ve 1 haftasını sevdiceğimin istediği yere,Marmarise gidelim diye düşünüyorum..
Ozamana kim öle kim kala değil mi :) ?
Daha hele bi bu sene ki iznimi tamamlıyım da..
Bu arada 4.5 ayımız kaldı Aşkımm :(
Zaman nası geçcek sensiz bilinmez..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...